“Proje önerilerimiz devlet tarafından geri çevriliyor”
GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde kaynak konusunun bir mühendislik alanı olduÄŸuna dikkat çeken Kaynak Teknolojisi DerneÄŸi BaÅŸkanı Adem Kurt, Türkiye’de de bir ‘ulusal kaynak enstitüsü’ kurulması yolundaki önerilerinin, dernek olarak defalarca iletilmesine raÄŸmen destek görmemesinden yakındı.
Türkiye’de kaynakçılığın bir çırak mesleÄŸi algılamasından henüz kurtulamadığını vurgulayan Kaynak Teknolojisi DerneÄŸi (KATED) BaÅŸkanı Adem Kurt, 2006 yılından bu yana Devlet Planlama TeÅŸkilatı’na sundukları ‘ulusal kaynak enstitüsü’ kurulması yönündeki proje önerisinin destek görmemesinden yakındı.
GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde kaynak konusunun,bir mühendislik alanı olduÄŸuna dikkat çeken Adem Kurt, “Sanayisi geliÅŸmiÅŸ ülkelerde kaynaklı imalat ulusal büyümede önemli bir yer tutuyor. ÖrneÄŸin ABD’de yıllık ulusal büyümenin yüzde 50’den fazlasını kaynaklı imalat sektörünün oluÅŸturduÄŸu bildiriliyor” dedi. 2006 yılından bu yana birkaç kez Devlet Planlama TeÅŸkilatı’na ‘Ulusal Kaynak ve BirleÅŸtirme Teknolojileri Merkezi’ kurulmasıyla ilgili proje önerisi verdiklerini ifade eden Kurt, “Buna raÄŸmen bizi tatmin etmeyen nedenlerle proje desteklenmedi. Oysa Türkiye’nin dışında her ülkede ulusal kaynak enstitüleri var ve bunlar sanayinin her türlü problemine çözüm üretiyor. Ayrıca birçok ülkede bu enstitüler, sektörün standartlarını belirliyor. 2008 yılına kadar Türkiye Uluslararası Kaynak Enstitüsü’nde temsil edilmemekteydi.
2008 yılında Gedik EÄŸitim Vakfı Uluslararası Kaynak Enstitüsü’ne üye olarak Türkiye’yi temsil etmeye baÅŸladı” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Türkiye’de kaynak sektörünün ayrı bir sektör olmadığını, makine ve metal imalat sektörü içinde yer aldığını ifade eden Kurt, “Bu nedenle tek başına kaynak imalat sektöründen söz etmek doÄŸru olmaz. Ülkemizde 1950’lerde kurulan makine imalat sanayii günümüzde yaklaşık 11 bin civarında makine ve aksamı imalatçı kuruluÅŸ sayısına ulaÅŸmıştır. Bu sektör yaklaşık 25 milyar dolarlık bir satış hacmini oluÅŸturuyor. Verilere göre makine sanayiinde yıllık üretim artışı yüzde 20 civarında.
Bu artış hızı önemli bir rakam.
Ayrıca makine üretimindeki girdilerin yüzde 80’inin de Türkiye’de üretiliyor olması önemli bir geliÅŸme” diye konuÅŸtu.
“Krizde ihracat ve ithalat azaldı” 2008’de baÅŸlayan ve 2009’da etkisini iyice artıran ekonomik krizin Türkiye’de de etkisini gösterdiÄŸini vurgulayan Adem Kurt, Makine İmalatçıları BirliÄŸi’nin yaptığı kriz anket sonuçlarına göre makine imalatçılarının yüzde 54,5’inin eleman çıkararak krizin etkisini azalttıklarını söyledi.
İmalatçıların yüzde 93,1’inin de sipariÅŸlerinde krizin etkisiyle azalma olduÄŸunu ifade ettiklerini vurgulayan Adem Kurt, “Buna karşılık metal imalat sektörünün pazar büyüklüğü gün geçtikçe geniÅŸliyor.
Yeni ulusal ve uluslararası projeler yeni yatırım alanlarını oluÅŸturuyor. Nabucco gibi uluslararası projeler gerek ülke sınırları içinde gerekse ülke dışındaki sınırlarda yeni yatırımcılara kapılar aralıyor. Türkiye’de bu alanda istihdam edilmek üzere sertifikalı kaynakçı olma talepleri artıyor ve bu alanda derneÄŸimize çok sayıda soru ve baÅŸvuru bulunuyor” diye konuÅŸtu.
“Makine imalat sanayiindeki ihracat ve ithalatın 2009’a kadar arttığı görülüyor” diyerek devam eden Kurt ÅŸu bilgileri verdi: “2004 yılında 4.12 milyar dolar olan ihracat 2006’da 6.5 milyar dolara, 2008 yılında da 9.4 milyar dolara çıktı. 2009 yılında ise sektörün ihracatı 7.3 milyar dolara geriledi. Buna karşılık ithalat rakamları daha yüksek. 2004 yılında 13.5, 2006 yılında 16.5, 2008 yılında ise 20 milyar dolara yükseldi. 2009 yılında ise ithalat 14.8 milyar dolara geriledi. Sektörün ihracat pazarlarını ağırlıklı olarak Almanya, İngiltere, İtalya, ABD, Rusya, Romanya, İspanya ve Irak oluÅŸturuyor. İhracatın genelde Avrupa ülkelerine yapılıyor olması, makine imalat sanayiinin Avrupa standartlarında üretim yaptığını göstermesi açısından önemli. Buna karşılık ithalat ağırlıklı olarak Çin ve Avrupa ülkelerinden yapılıyor.”
